İş Hukukunda Deneme Süresi

Deneme Süresi

İş Hukukunda Deneme Süresi; Deneme süreli iş sözleşmesi, İş Kanunu m.15’te düzenlenmiştir. Buna göre;

“Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir.

Deneme süresi içinde taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız feshedebilir. İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.”

Bu hüküm incelendiğinde deneme süresi en fazla iki ay olarak kararlaştırılabilir.

Bu süre içinde sözleşmenin tarafları olan işçi ve işveren tarafından herhangi bir bildirim yapılmadan ve tazminat sorumluluğu doğmadan iş ilişkisi sona erdirilebilir.

Deneme süresi öngörülen iş sözleşmelerinde işçilerin haklarına bir kısıntı olmaz. İşçinin tüm hakları devam eder. Ancak fesih durumunda tazminat hakkı doğmaz.

İş sözleşmelerinde fesih sonrası işçinin kıdem ve ihbar tazminatı alma hakkı vardır. Bu duruma İş Kanunu m.15 hükmü ile istisna getirilerek deneme süresi içinde yapılan fesih durumunda işçinin kıdem ve ihbar tazminatı hakkının doğmayacağı hüküm altına alınmıştır.

Sözleşmede deneme süresinin öngörüldüğü sözleşmeden açıkça anlaşılmalıdır. Yani sözleşmede buna yönelik bir kayıt olmalıdır.

İşe iade davası, işçinin 6 aylık kıdeminin bulunması şartına bağlıdır. Bu nedenle deneme süresi içinde yahut sonunda işçinin iş akdi feshi durumunda işe iade davası açma olanağı yoktur.

İşçinin ücret ve diğer hakları saklı olması sebebiyle hafta tatili, genel tatil ve bayram tatili ücretlerinin ödenmesi gereklidir.

Deneme süresinde hastalık, grev gibi çalışmaya engel olacak durumların varlığı halinde deneme süresi durmaz, işlemeye devam eder.

İş ilişkisi, iş sözleşmesi ile değil işçinin fiilen işe başlaması ile başlayacaktır.

İşçinin bu süre içinde sendikaya kaydolmasının önünde hiçbir engel yoktur.

Deneme süresi için de işçinin sigortasının yapılması zorunludur.

Deneme süreli iş sözleşmesi hiçbir şekil şartına bağlı değildir ancak yazılı biçimde yapılması ispat kolaylığı sağlar.

Deneme süresi boyunca fesih hakkı kullanılmazsa bu sözleşme olağan bir iş sözleşmesine döner.

Bursa İş Hukuku Avukatı Gizem Ramazanoğlu

Yargıtay Kararları

9. Hukuk Dairesi 2008/6168 E., 2008/32048 K.

  GEÇİCİ İŞ İLİŞKİSİ

  MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

  SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

“İçtihat Metni”

Taraflar arasındaki, maddi ve manevi tazminat ile 10 aylık akçalı haklarının ödetilmesi, davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi Botaş Boru Hatları Petrol Taşıma A.Ş. avukatınca duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/11/2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan 1-Botaş Boru Hatları Petrol Taşıma A.Ş. adına Avukat Nevin Varol 2- Botaş İnternational ltd.şti. adına avukat Celalettin Gürses 3- Müdahil Botaş-Bakü-Ceyhan-Tiflis Direktörlüğü adına avukat İlhan Doğan ile karşı taraf adına Avukat Emrah C.Avcı geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi. gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

1.Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı ile davalılardan Botaş İnternational Limited Şirketinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davalı Botaş AŞ ile müdahil temyizine gelince:

Davacı işçi Bakü-Tiflis-Ceyhan Proje Direktörlüğü bünyesinde davalı Botaş AŞ işçi olarak 6.8.2002 tarihinde çalışmaya başlamış ve idari işler baş uzmanı olarak görev yapmıştır. Adı geçen davalı ile diğer davalı Botaş İnternational Limited arasında yapılan yazışmalar çerçevesinde Botaş İnternational Limited şirketine ait işyerinde davacı işçi 4.1.2005 tarihinden itibaren geçici iş ilişkisi kapsamında genel servisler müdürü olarak çalışmaya başlamıştır. Bu aşamada davacının da imzasını taşıyan yazılı bir sözleşme olmasa da, davacı işçi geçici iş ilişkisi kurulan işveren nezdinde belirtilen görevde çalışmaya başlamış ve fiilen geçici iş ilişkisi kurulmuştur. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacının iş sözleşmesi geçici iş ilişkisinin devamı sırasında 28.5.2005 tarihli yazı ile 31.5.2005 tarihi itibarıyla ödünç veren işveren tarafından feshedilmiştir. Bu arada davacı işçi ile davalı Botaş İnternational Limited şirketi arasında 25.5.2005 tarihinde

bir yıl süreli belirli süreli iş sözleşmesi imzalanmış ve sözleşmenin başlangıç tarihi olarak 1.6.2005 tarihi gösterilmiştir. Sözü edilen belirli süreli iş sözleşmesinde davacının genel servisler müdürü olarak görev yapacağı yazılı olup, esasen davacı işçi yaklaşık 5 ay süreyle ödünç alan işveren nezdinde bu görevi yerine getirmektedir. Bu arada belirli süreli iş sözleşmesinde 2 aylık deneme süresi öngörülmüş ve davalılardan Botaş İnternational Limited şirketi tarafından 2 aylık süre içinde 18.7.2005 tarihinde iş sözleşmesi sona erdirilmiştir.

Davacı işçi açmış olduğu bu davada belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshedildiğini ileri sürerek kalan süreye ait ücretleri talep etmiş, davalı işveren deneme süresi içinde iş sözleşmesinin feshedildiğini savunmuştur.

Deneme süresi, hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle; işçinin çalışma şartlarını görmesi, sözleşme ile üstlenilen işin somut duruma uygunluğu ve işi yapabilme becerisini anlaması, işverenin ise işçinin sözleşme ile üstlendiği işi yapabilme yeteneğini verimini, ölçen bir süredir. Yine bu tanımda yer almayan bir çok faktör; örneğin işçinin ve işverenin şahsına bağlı özellikler bu süre içinde test edilir. İş sözleşmelerinin taraflar arasında kişisel ve sürekli ilişkiler kuran özelliği, tarafların bu yönde bir ihtiyaç duymalarının haklı gerekçesini oluşturur. İş sözleşmesi taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı sürekli borç ilişkisi kurduğu için, işçinin mesleki bilgi ve becerisini, çalışma şekli ile işyerine uygumu ve davranışlarını öğrenme bakımından belli bir süre denenmesinde işverenin korunmaya değer bir menfaati bulunmaktadır. Bu süre içinde beklentilere ulaşılamaması halinde işveren bildirim süresi tanıma ve tazminat ödeme yükümü olmaksızın iş sözleşmesinden kurtulabilecektir.

İşyerinde geçici iş ilişkisi kapsamında olsa dahi çalışmakta olan bir işçi ile fiilen ifa ettiği görevde çalışması için deneme süreli iş sözleşmesi yapılmasında hukuki bir menfaat bulunmamaktadır. Davacı işçi deneme süresini içeren sözleşmenin yapıldığı sırada, yaklaşık 5 ay süreyle işyerinde genel servisler müdürü olarak çalışmaktadır. Bu nedenle iş sözleşmesinde yazılı olan deneme kaydı geçersizdir. Belirli süreli iş sözleşmesinin süresi sona ermeden ve haklı bir nedene dayanmaksızın işverence feshi sebebiyle işçinin kalan süreye ait ücret isteğinin kabulüne dair mahkeme kararı yerindedir.

Öte yandan, davacının ödünç veren konumundaki işveren Botaş AŞ ile olan sözleşmesinin feshinden sonra davalı Botaş İnternational Limited şirketi ile sözleşme imzaladığı ve 1.6.2005 tarihinde geçici iş ilişkisinin sona erdiği dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davaya konu bakiye süreye ait ücret alacağı 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe davacı işçi ile davalı Botaş İnternational Limited şirketi arasında imzalanan iş sözleşmesine dayanmakla, davalılardan Botaş AŞ şirketinin sorumluluğundan söz edilemez. Botaş AŞ yönünden davanın reddine karar verilmelidir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davalı BOTAŞ A.Ş. yararına takdir edilen 550 YTL.duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 25/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2013/9215 E.  ,  2013/28777 K.

  •  


“İçtihat Metni”


MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma, hafta tatili ücreti ile ulusal … ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız feshedildiğini belirterek, ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalı işverenden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, bozma ilamı usul ve kanuna uygun bulunduğundan uyulmasına karar verilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin deneme süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Deneme süresi, hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle; işçinin çalışma şartlarını görmesi, sözleşme ile üstlenilen işin somut duruma uygunluğu ve işi yapabilme becerisini anlaması, işverenin ise işçinin sözleşme ile üstlendiği işi yapabilme yeteneğini verimini, ölçen bir süredir. Yine bu tanımda yer almayan birçok faktör; örneğin işçinin ve işverenin şahsına bağlı özellikler bu süre içinde test edilir. İş sözleşmelerinin taraflar arasında kişisel ve sürekli ilişkiler kuran özelliği, tarafların bu yönde bir ihtiyaç duymalarının haklı gerekçesini oluşturur. İş sözleşmesi taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı sürekli borç ilişkisi kurduğu için, işçinin meslekî bilgi ve becerisini, çalışma şekli ile işyerine uyumu ve davranışlarını öğrenme bakımından belli bir süre denenmesinde işverenin korunmaya değer bir menfaati bulunmaktadır. Bu süre içinde beklentilere ulaşılamaması halinde işveren bildirim süresi tanıma ve tazminat ödeme yükümü olmaksızın iş sözleşmesinden kurtulabilecektir.
Esasen deneme süresi işçinin çıkarı için de öngörülmüş olabilir. İşçinin işyerindeki uygulamaları görerek uyum sürecini değerlendirmesi ve gerektiğinde sözleşmeden kolayca kurtulması amacına yönelik olarak da deneme süresi öngörülebilir.
İş sözleşmesinde bir deneme süresi belirlenmesi zorunlu değildir. Deneme süresi öngörülmeden de iş sözleşmesi yapılabilir. Ancak taraflar böyle bir deneme süresi öngörmüşlerse bunun süresi, uzatılması ve sonuçları kanunda düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 15. Maddesinde düzenlenmiş olan deneme süresi, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde olduğu gibi belirli süreli iş sözleşmelerinde de geçerlidir. Bununla birlikte 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 10. maddesinde “süresi belirli olmayan” iş sözleşmeleri için deneme süresi öngörülmüş olmakla, Deniz İş Kanunu’na tabi çalışanlar bakımından belirli süreli iş sözleşmelerinde deneme süresinin kararlaştırılamayacağı kabul edilmelidir.
Deneme süresi 4857 sayılı Kanun’a göre en çok iki ay olabilir. Deneme süresinin … bir süre olarak belirlenmesi işçinin aleyhine bir durumdur. Bunun için kanun koyucu deneme süresinin üst sınırını belirlemiştir. Ancak toplu iş sözleşmeleriyle en çok dört aya kadar uzatılmasına imkân tanınmıştır.
Deneme süresinin başlangıcı işçinin fiilen işe başladığı tarihtir. İşçi, iş sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonraki bir tarihte işe başlamışsa, deneme süresinin başlangıcı sözleşme tarihi değil, işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih olmalıdır. Hastalık, grev gibi iş sözleşmesini askıya alan sebepler deneme süresinin işlemesine engel oluşturmaz.
Deneme süreli iş sözleşmesinin en önemli özelliği, tarafların deneme süresi içinde bildirim öneline uymaksızın ve tazminatsız olarak iş sözleşmesini feshedebilmeleridir. Bunun dışında iş sözleşmesinin türünün, deneme süresi içinde deneme süreli iş sözleşmesi, süresinin bitiminde ise kesinleşmiş iş sözleşmesi olarak ayrılması mümkün değildir. Deneme süresi kaydını içeren başlangıçtan itibaren tek bir iş sözleşmesi söz konusudur. İlerde hesaplanacak olan kıdem süresi bakımından deneme süresi de dikkate alınacaktır.
Deneme süreli iş sözleşmesi yapma hakkının kötüye kullanıldığı durumlarda, deneme süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Deneme süresi, işçi ve işverene sözleşmeden daha kolay bir şekilde dönme imkânı sağlamaktadır. Amaç tarafların birbirlerini tanımalarıdır. Ancak salt işçinin haklarını ortadan kaldırmak için bu yola gidilmesi halinde, kanuni bir hakkın kötüye kullanımından söz edilir. İşverenin işyerinde yıllarca çalışmış bir işçisiyle aynı işte çalışması için deneme süresi öngören … bir sözleşme yapması buna örnek olarak verilebilir. Yine, işverenin sürekli olarak 2’şer aylık deneme süresi öngörülerek işçi çalıştırması ve bunun genel bir uygulama halini alması durumunda kötüniyetin varlığından söz edilebilir.
İşçinin aynı işverene ait işyerinde çalışırken veya daha önce çalıştığı işyerine ikinci kez işe girişinde öngörülen deneme kaydı geçersizdir.
Dosya kapsamına göre, davacının davalıya ait işyerindeki çalışma süresi üç ay bir gün olduğu anlaşılmaktadır. 4857 sayılı Kanun’a göre deneme süresinin üst sınırı iki ay olarak düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece deneme süresi içinde iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilerek ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

22. Hukuk Dairesi         2014/8576 E.  ,  2014/6959 K.

  •  


“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ : Ankara 17. İş Mahkemesi
TARİHİ : 14/05/2013
NUMARASI : 2011/58-2013/338

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalılara ait yurt dışındaki işyerinde belirli süreli sözleşme ile çalışmaya başladığını, ancak kendisine belirlenen ücretten daha düşük ücret ödendiğini ve işverence iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, ücret farkı ile bakiye süre alacağını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılardan G. Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaş A.Ş. vekili, davalı şirketin alt yüklenicisi olan diğer davalı şirketin işçisi olduğunu, davacının yurtdışına çıkış masrafının şirketçe karşılandığını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca deneme süresi içinde tarafların iş sözleşmesini, bildirim süresine gerek olmadan ve tazminatsız feshedebileceğini, dolayısıyla deneme süresi içinde yapılan fesihte gerekçe gösterme zorunluluğu olmadığını, iki aylık deneme süresi içinde davacının işe uygun ve yeterli olmadığının anlaşıldığını, davacı dahil otuzdört işçinin işi bırakma eylemi yapıp diğer işçilere de çalışmamaları yönünde baskı kurduğunu ve bu sebeple davacı dahil otuzdört işçinin iş sözleşmenin feshedildiğini ve işverenin işyerinde disiplini sağlamak zorunda olduğunu, sözleşmenin matbu basılı olup sözleşmede yer alan “Belirsiz süreli” ibaresinin sözleşmeden çıkartılmamış olmasının tamamen maddi bir hata olup tarih kararlaştırılmasına göre sözleşmenin belirli süreli olduğunu, davacının bir alacağının bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı O. San. ve Tic. Ltd. Şirketi ise davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan şahitler ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olduğu ve sözleşmedeki ücretten daha düşük ücret ödendiği gerekçesi ile bakiye süre ücreti ve ücret farkı alacağı taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı G. Endüstri Tesisleri İmalat ve Montaş A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı G. A.Ş. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin belirli süreli iş sözleşmesinin unsurlarını taşıyıp taşımadığı noktasında toplanmaktadır.
Belirli süreli iş sözleşmesinden söz edilebilmesi için sözleşmenin açık veya örtülü olarak süreye bağlanması ve bunun için objektif sebeplerin varlığı gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 11. maddesinde “İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi belirli süreli iş sözleşmesidir. Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir. Esaslı nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar” şeklinde düzenleme ile bu konudaki esaslar belirlenmiştir.
Somut olayda, taraflar arasında yapılan iş sözleşmesinde davacının, Yemen’deki likit gaz tesisi kurulmasına ilişkin şantiyede mekanik montajcı olarak çalışacağı öngörülmüş, sözleşmenin diğer hükümlerinin incelenmesinde de, yukarıdaki ilke kararında açıklanan, sözleşmenin belirli süreli yapılmasını gerektirir objektif kritere rastlanmamış olup, bu hali ile sözleşmenin belirsiz süreli kabul edilip davacının bakiye süre istemine ilişkin talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bakiye süre ücretine hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

9. Hukuk Dairesi         2011/17043 E.  ,  2013/16871 K.

  •  


“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA :Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı şirket ile arasında 22.06.2010 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile davalı şirkette teknik müdür olarak 01.06.2010 tarihinde göreve başladığını, sözleşmenin 4. maddesiyle, sözleşmenin haksız feshi halinde cezai şart başlığı altında taraflara 10.000,00 TL cezai şart konulduğunu, davalı tarafından iş sözleşmesinin 30.06.2010 tarihinden geçerli olmak üzere feshedilerek işten çıkarıldığını, davalı işveren tarafından 01.06.2010 tarihinde yapılmış olan belirsiz süreli hizmet akdinin 30.06.2010 tarihi itibariyle deneme süresinde 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 15.maddesine göre feshedildiğinin yazılı olarak bildirildiğini, iş akdinin haklı bir sebep olmaksızın keyfi olarak feshedildiğini, fesih bildiriminde fesih nedeni olarak hiçbir neden gösterilmediğini, kendisi tarafından davalı şirkete 08.07.2010 tarihli ihtarname gönderilerek 10.000,00 TL cezai şartın ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin davalı şirkete 17.07.2010 tarihinde tebliğ edildiğini ancak bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle 10.000,00 TL cezai şartın ihtarname tarihi olan 17.07.2010 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı ile arasında 22.06.2010 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi düzenlendiğini, davacının bu sözleşme uyarınca şirkette teknik müdür olarak 01.06.2010 tarihinde göreve başladığını, 22.06.2010 pazartesi günü şirket idaresi tarafından, teknik personelinde katıldığı bir toplantı yapıldığını, toplantının gündeminin “Teknik Personelin performans Düşüklüğü ve İdarenin Bundan Memnuniyetsizliği olduğunu, bu toplantıda çok net şekilde davacı …’un performansının yetersiz olduğunun tespit edildiğini, bu şekilde kendisiyle çalışılamayacağının anlaşıldığını, sözleşmenin 6.maddesinde sözleşmenin deneme süresinin 2 ay olduğunun belirtildiğini, davacının belirttiği ve gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olması nedeniyle deneme süresi içerisinde 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 15.maddesi gereğince 30.06.2010 tarihinde iş sözleşmesinin feshedildiğini, sözleşmenin 4.maddesinin deneme süresini kapsar nitelikte bir cezai şart öngörmediğini, bu nedenle şirketin tazminat ödemek zorunda olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş akdinin feshi konusunda davalı işveren tarafından performans erkliğine ya da verimsizliğine yönelik ya da haklı bir nedenle feshi gösteren herhangi delil ya da belge ve tutanak sunulmadığı, fesih bildiriminde herhangi bir neden bildirilmediği, ibranamede 22.06.2010 tarihinde sözleşme yapıldıktan sonra 30.06.2010 tarihinde fesih yapılmasının 01.06.2010 tarihinden beri çalışması söz konusu olduğunda çelişkili olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Davacı işçinin deneme süreli iş sözleşmesi kapsamında çalışıp çalışmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Deneme süresi, hizmet sözleşmesine konulacak bir hükümle; işçinin çalışma şartlarını görmesi, sözleşme ile üstlenilen işin somut duruma uygunluğu ve işi yapabilme becerisini anlaması, işverenin ise işçinin sözleşme ile üstlendiği işi yapabilme yeteneğini verimini, ölçen bir süredir. Yine bu tanımda yer almayan birçok faktör; örneğin işçinin ve işverenin şahsına bağlı özellikler bu süre içinde test edilir. İş sözleşmelerinin taraflar arasında kişisel ve sürekli ilişkiler kuran özelliği, tarafların bu yönde bir ihtiyaç duymalarının haklı gerekçesini oluşturur. İş sözleşmesi taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı sürekli borç ilişkisi kurduğu için, işçinin meslekî bilgi ve becerisini, çalışma şekli ile işyerine uyumu ve davranışlarını öğrenme bakımından belli bir süre denenmesinde işverenin korunmaya değer bir menfaati bulunmaktadır. Bu süre içinde beklentilere ulaşılamaması halinde işveren bildirim süresi tanıma ve tazminat ödeme yükümü olmaksızın iş sözleşmesinden kurtulabilecektir.
Esasen deneme süresi işçinin çıkarı için de öngörülmüş olabilir. İşçinin işyerindeki uygulamaları görerek uyum sürecini değerlendirmesi ve gerektiğinde sözleşmeden kolayca kurtulması amacına yönelik olarak da deneme süresi öngörülebilir.
İş sözleşmesinde bir deneme süresi belirlenmesi zorunlu değildir. Deneme süresi öngörülmeden de iş sözleşmesi yapılabilir. Ancak taraflar böyle bir deneme süresi öngörmüşlerse bunun süresi, uzatılması ve sonuçları Kanunda düzenlenmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 15 inci maddesinde düzenlenmiş olan deneme süresi, belirsiz süreli iş sözleşmelerinde olduğu gibi belirli süreli iş sözleşmelerinde de geçerlidir. Bununla birlikte 854 sayılı Deniz İş Kanununun 10 uncu maddesinde “süresi belirli olmayan” iş sözleşmeleri için deneme süresi öngörülmüş olmakla, Deniz İş Kanununa tabi çalışanlar bakımından belirli süreli iş sözleşmelerinde deneme süresinin kararlaştırılamayacağı kabul edilmelidir.
Deneme süresi 4857 sayılı Yasaya göre en çok iki ay olabilir. Deneme süresinin uzun bir süre olarak belirlenmesi işçinin aleyhine bir durumdur. Bunun için yasa koyucu deneme süresinin üst sınırını belirlemiştir. Ancak toplu iş sözleşmeleriyle en çok dört aya kadar uzatılmasına imkân tanınmıştır.
Deneme süresinin başlangıcı işçinin fiilen işe başladığı tarihtir. İşçi, iş aktinin yapıldığı tarihten sonraki bir tarihte işe başlamışsa, deneme süresinin başlangıcı sözleşme tarihi değil, işçinin fiilen çalışmaya başladığı tarih olmalıdır. Hastalık, grev gibi iş aktini askıya alan nedenler deneme süresinin işlemesine engel oluşturmaz.
Deneme süreli iş sözleşmesinin en önemli özelliği, tarafların deneme süresi içinde bildirim öneline uymaksızın ve tazminatsız olarak iş sözleşmesini feshedebilmeleridir. Bunun dışında iş sözleşmesinin türünün, deneme süresi içinde deneme süreli iş sözleşmesi, süresinin bitiminde ise kesinleşmiş iş sözleşmesi olarak ayrılması mümkün değildir. Deneme süresi kaydını içeren başlangıçtan itibaren tek bir iş sözleşmesi söz konusudur. İlerde hesaplanacak olan kıdem süresi bakımından deneme süresi de dikkate alınacaktır.
Deneme süresi içinde taraflar sözleşmeden doğan borçlarını yerine getirmekle yükümlüdürler. İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır. Bunun dışında bir iş karşılığı olmaksızın hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretine hak kazanılır. Maddede işçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer haklarının saklı olduğu belirtilmişse de bu hüküm geniş yorumlanmalıdır.
Deneme süresi içinde fesih sebebiyle iş sözleşmesinde kararlaştırılmış olan sözleşmenin haksız feshine bağlanan cezaî şartın ödenmesi gerekmez. Ayrıca usulüne uygun olarak konulmuş bir deneme süresi içinde gerçekleşen fesih sebebiyle sözleşmenin kalan süresine ait ücret talebi de mümkün değildir.
Deneme süresi içinde işçinin sigorta priminin ödenmesi gerekir. İşçi deneme süresi içinde sendikaya üye olabilir, toplu iş sözleşmesinden yararlanır, grev hakkını kullanabilir. Deneme süresi içinde işverenin fesih hakkı da sınırsız değildir. Deneme süresi içinde olsa dahi, sendikal nedenle işçinin iş sözleşmesinin feshi korunmamalıdır. Başka bir anlatımla deneme süresi içinde sendikal nedenlerle işçinin iş sözleşmesinin feshi halinde işçinin sendikal tazminat talep etme hakkı vardır. Dairemizin 2008 yılında vermiş olduğu kararlar da bu doğrultudadır (Yargıtay 9.HD. 16.10.2008 gün 2008/30126 E, 2008/27281 K). Aynı şekilde deneme süreli iş sözleşmesi, işverenin 4857 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, fesihte eşit davranma borcuna aykırı davranması imkânını tanımaz.
Deneme süreli iş sözleşmesi yapma hakkının kötüye kullanıldığı durumlarda, deneme süreli iş sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Deneme süresi, işçi ve işverene sözleşmeden daha kolay bir şekilde dönme imkânı sağlamaktadır. Amaç tarafların birbirlerini tanımalarıdır. Ancak salt işçinin haklarını ortadan kaldırmak için bu yola gidilmesi halinde, yasal bir hakkın kötüye kullanımından söz edilir. İşverenin işyerinde yıllarca çalışmış bir işçisiyle aynı işte çalışması için deneme süresi öngören yeni bir sözleşme yapması buna örnek olarak verilebilir. Yine, işverenin sürekli olarak 2 şer aylık deneme süresi öngörülerek işçi çalıştırması ve bunun genel bir uygulama halini alması durumunda kötüniyetin varlığından söz edilebilir.
İşçinin aynı işverene ait işyerinde çalışırken veya daha önce çalıştığı işyerine ikinci kez işe girişinde öngörülen deneme kaydı geçersizdir (Yargıtay 9.HD. 13.10.2008 gün, 2008/36062 E, 2008/26704 K).
Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen belirsiz süreli iş akdinin deneme süresine ilişkin 6. maddesi hükmü karşısında davacının yukarıda belirtilen ilkeler gereğince haksız fesih nedenine dayalı olarak cezai şart talebinde bulunması mümkün olmadığından mahkemece davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

22. Hukuk Dairesi         2018/5298 E.  ,  2018/12852 K.

  •  


“İçtihat Metni”


BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.07.2014 tarihinde davalı işveren ….Merkezi … Şubesi nezdinde işe başladığını, sigortasının farklı işyerleri nezdinde tescil ettirildiğini, ancak çalışmasının 01.07.2014 tarihinden itibaren davalı bünyesinde kesintisiz olduğunu, işverence yapılan fesih sebebinin açık olmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…bının Özeti:
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin deneme süresi içinde feshedildiğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince, toplanan delillere dayanılarak yapılan yargılama sonucunda; fesih bildiriminde 4857 sayılı Kanunun 19. maddesinde yer olan usule uyulmadığı ve ayrıca feshe son çare olarak başvurulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının iş akdinin, yeni başladığı işte, deneme süresi içinde feshedilmiş olduğundan işe iade davası açma hakkı bulunmadığı, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalının istinaf talebinin kabulü ile HMK’nun 353/1-b-2 bendi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Temel uyuşmazlık, iş sözleşmesinin deneme süresi içinde feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
Deneme süresi, iş sözleşmesine konulacak bir hükümle; işçinin çalışma şartlarını görmesi, sözleşme ile üstlenilen işin somut duruma uygunluğu ve işi yapabilme becerisini anlaması, işverenin ise işçinin sözleşme ile üstlendiği işi yapabilme yeteneğini, verimini ölçen bir süredir. Yine bu tanımda yer almayan birçok faktör; örneğin işçinin ve işverenin şahsına bağlı özellikler bu süre içinde test edilir. İş sözleşmelerinin taraflar arasında kişisel ve sürekli ilişkiler kuran özelliği, tarafların bu yönde bir ihtiyaç duymalarının haklı gerekçesini oluşturur. İş sözleşmesi taraflar arasında karşılıklı güvene dayalı sürekli borç ilişkisi kurduğu için, işçinin meslekî bilgi ve becerisini, çalışma şekli ile işyerine uyumu ve davranışlarını öğrenme bakımından belli bir süre denenmesinde işverenin korunmaya değer bir menfaati bulunmaktadır. Bu süre içinde beklentilere ulaşılamaması halinde işveren bildirim süresi tanıma ve tazminat ödeme yükümü olmaksızın iş sözleşmesinden kurtulabilecektir.
Esasen deneme süresi işçinin çıkarı için de öngörülmüş olabilir. İşçinin işyerindeki uygulamaları görerek uyum sürecini değerlendirmesi ve gerektiğinde sözleşmeden kolayca kurtulması amacına yönelik olarak da deneme süresi öngörülebilir.
İş sözleşmesinde deneme süresi belirlenmesi zorunlu olmayıp, deneme süresi öngörülmeden de sözleşme yapılabilir. Ancak taraflar böyle bir deneme süresi öngörmüşlerse bunun süresi, uzatılması ve sonuçları kanunda düzenlenmiştir.
4857 Sayılı İş Kanununun 15. maddesi “Deneme süreli iş sözleşmesi” kenar başlığı altında düzenlenmiştir. Anılan maddenin ilk fıkrasının deneme süresini azami bir süreyle sınırlandırdığı, buna göre “Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar uzatılabilir.” derken, son fıkrada ise taraflara herhangi yükümlülük altında olmaksızın deneme süresi içinde istedikleri zaman sözleşmeyi sonlandırma hakkı tanınmaktadır.
Dosya içeriğine göre; davacının 02.04.2013 – 30.06.2014 tarihleri arasında … Lojistik Hizmetleri A.Ş., 01.07.2014 – 30.09.2015 tarihleri arasında …. Depolama ve Nakliye İnşaat Sanayi Dış Ticaret Ltd. Şti. ve 01.10.2015 – 04.01.2016 tarihleri arasında… Lojistik Ltd. Şti. işçisi olarak asıl işveren davalı işyerinde “yardımcı eleman” sıfatıyla çalıştığı, davalı asıl işverenin de davacı işçiyi 02.01.2016 tarihinde “satış sorumlusu” sıfatıyla işe aldığı uyuşmazlık dışıdır. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesince davacının yaptığı işin yardımcı eleman olması ve davalı yanında satış temsilcisi olarak işe başlaması sebebiyle, yeni iş akdine deneme süresi konulmasının işin niteliğine uygun olduğu kabul edilmiş ise de; davacının pozisyonunda değişiklik olmakla birlikte, işyerinin genel faaliyetleri düşünüldüğünde performansı ve özellikleri bilinen bir personelin yeniden deneme süresine tabi tutulması mümkün olmayıp, sözleşmede geçen deneme süresi kaydına değer verilemeyeceği anlaşılmakla işin esasına girilerek sonuca gidilmesi gerekirken, iş akdinin deneme süresi içinde feshedilmiş olduğundan bahisle işe iade davası açma hakkı bulunmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine, kararın bir örneğinin İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 23.05.2018 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir