ticaret hukuku

Ticaret Hukuku özel hukukun bir dalı olup ticari faaliyetlerin düzenlenmesi amacıyla oluşturulmuş bir hukuk dalıdır. Ticari işleyişi kolaylaştırmak amacıyla, Bankacılık Kanunu, Sigortacılık Kanunu gibi kanunlarda da ticaret hukuku ile ilgili kurallar bulunmaktadır. Ekonomik açıdan ticaret, hizmet ve malların üretim ve aynı zamanda tüketim ile ilgili olan aşamalar arasındaki aracılık faaliyeti olarak gösterilmektedir. Ticaret Hukuku, ticari karaktere sahip tüm olaylarda yer alan ve ticari niteliğe sahip hükümler doğrultusunda oluşan bir kurallardır. Ticaret Kanunu kapsamında ticari hükümler yer alarak malların üretimi ve tüketimi gibi aşamaları ticaret hukuku kapsamına girmektedir.

Ticaret hukuku faaliyet alanı; bir ticari işletmenin bütün aşamalarını bu aşamalardaki süreç, değişim ve gelişimlerini takip edip düzenleyen bunlarla ilgili aşamaların standardını belirleyen özel bir alandır. Taraflar arasındaki hukuku işlemleri konu ele alan tacirler açısından, sahip oldukları hakları yasalar doğrultusunda korumaya alan ticaret hukuku, işletme sahipleri ve alıcılar açısından büyük öneme sahiptir.

Kişi ve kuruluşların ekonomik alanda gerçekleştirdikleri faaliyetlerin ve ticari ilişkiler, bunlara ilişkin ticari faaliyetlerden kaynaklanan ihtilafların çözümlenmesi noktasında da daha dikkatli bir şekilde değerlendirme yapılması gerekmektedir. Bunlar; gümrük davaları, kıymetli evrak hukuku, ortaklık sözleşmeleri, kredi sözleşmeleri, hisse devir işlemleri, şirket devir ve birleşmeleri, ticari şirketlerin alım ve satımı , tahkim yollarına başvuru ve sorunların tahkim yolu ile çözülmesi ve ticari sözleşmelerden doğan davaların yetkili mahkemelerde çözümlenmesi gibi ticari dava konularında taraflar hak kaybına uğramaması ve davada mümkün olan en iyi sonucu elde etmesi için büromuzun avukat desteğini alarak ticari davalarda ve olan uyuşmazlıklarda profesyonel çalışma alanı sunmaktadır.

Ticaret Hukuku Avukatı Ne Yapar?

Ticaret hukuku davalarında oluşan uyuşmazlıklarda avukat ile takip edilmesi tarafların menfaati açısından önemlidir. Bu alanda tecrübesi olan avukat şirketlerin lehine veya aleyhine açılmış bulunan davaların takibini yapar. Şirketlere ait alacakları takip etmekle birlikte tahsil edilemeyen senet, çek, fatura tarzında alacaklar için evrakları düzenleyerek icra takibi başlatır. Şirkete bağlı işçiler ve firma arasında meydana gelebilecek olan uyuşmazlıklara çözüm getirir. Uyuşmazlıklar hakkında evrakları düzenler ve gerekli yerlere ibraz eder. Sözleşmelerin incelemesini yaparak, hukuki desteği sağlar. Bu nedenle Ticaret Hukuku kapsamına giren bu davalar tarafların menfaati açısından oldukça spesifik davalardan olup bu nedenle şirketlerin ticari davalarında avukat ile takip edilmesi büyük önem arz eder.

Ticaret Hukuku Davaları Nelerdir?

Ticaret hukuku kapsamında görülen davalar, ticaretten kaynaklı oluşan alacak davaları, kıymetli evraka ilişkin davalar, iflas ve iflasın ertelenmesi davaları, sigortaya ilişkin davalar, ipoteğin fekki ve ihalenin feshi davaları, rekabet yasağına ilişkin davalar ve haksız rekabet davaları, saklama sözleşmeleri gereği açılacak davalar, ticaret hukukunu kapsayan davalardır.

Ticari Davalar Hangi Mahkemede Görülür?

Ticari davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Asliye Ticaret Mahkemeleri kurulamayan yerlerde ise görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Ticari Dava Çeşitleri Nelerdir?

Ticari davalar kendi arasında mutlak ve nispi ticari davalar olmak üzere ikiye ayrılır. Bunlar, tarafların sıfatına bakmadan işin mahiyeti gereği mutlak ticari dava ve tarafların işin mahiyetine bakmak suretiyle davanın ticari dava sayılması nispi ticari dava şeklindedir. Mutlak ticari davalarda, tarafların sıfatına ve işin ticari işletmeyle ilgili olup olmadığına bakılmaz. Bu davalarda önemli olan kanun tarafından ticari dava addedilmektir. Kıymetli evraka ilişkin davalar düzenleyenlerin tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın mutlak ticari dava sayılır. Nisbi ticari davalar ise her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. Eğer iki taraf da bu sıfatları taşımıyorsa dava nispi ticari dava olarak görülememektedir.

Ticari Davalar Ne Kadar Sürer?

Ticari davalarda, davanın açıldığı yer mahkemesinin yoğunluğu, evrakların değerlendirilmesi ve delillerin incelenmesi gibi faktörler dava sürecini etkilemektedir. Tarafların uzlaşmaması ve öne sürülen ticari davanın araştırılması, bilirkişi raporlarının incelenmesi dava seyrine önemli ölçüde etki eder. Verilen karar aleyhe veya kararın usule aykırı olduğunu iddia eden taraf karara karşı istinaf yasa yoluna başvuru yapmakla birlikte dosyanın istinaf incelemesi de bu süreye önemli derece de etki edecektir. Bu nedenle ortalama 12-18 ay gibi sonuçlanmakla birlikte belirtilen diğer hususların gerçekleşmesiyle 2 yıla kadar bu süre uzamaktadır.

Şirket Nedir?

Şirket, ortaklı ya da şahıs odaklı, belirli bir sermaye gerektiren aynı zamanda ticari faaliyet sunan yapıdır. Şirketler anonim ve Limited olarak ikiye ayrılır. Kurulan şirketlerin asıl amacı mal ya da hizmet sayesinde bir gelir elde etmesidir. Kendi içerisinde belirli birimlere ayrılır. Her birim kendi işinden sorumlu olur. Ayrıca yıllık vergisini ödemekle ve sigortalı işçi çalıştırmakla yükümlüdür. Devlet tarafından kontrolü altında kurulan bir yapılaşmadır.

Şirket Türleri Nelerdir?

Şirket türleri 5 türe ayrılır. Bu şirket türleri; Anonim şirket, Limited şirket, Kollektif şirket, Komandit şirket ve Kooperatif şirkettir.

Anonim Şirketi Nedir?

Anonim şirketi, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş, borçlarından dolayı yalnız malvarlığıyla sorumlu olan pay sahiplerinin ise sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı sorumlu oldukları şirkettir. Anonim şirketler en az bir gerçek ya da tüzel kişi bulunmalıdır. Şirket birinci dereceden mal varlığı kadar sermayesi belirli olmalıdır. Anonim şirketlerin esas sermayesi 50.000 TL’den ve kayıtlı sermaye sistemini benimseyen halka kapalı anonim şirketlerde ise başlangıç sermayesi 100.000 TL’den az olamaz. Ortaklar ise ikinci dereceden taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı sorumludurlar. Anonim şirket türünde yönetim birimi, yönetim kurulu, denetim kurulu ve genel kurulu olmak zorundadır.

Limited Şirket Nedir?

Limited şirket bir veya birden daha fazla gerçek ve tüzel kişi tarafından ticari faaliyet göstermek amacıyla kurulan şirkettir. Limited şirketin sermayesi bellidir ve bu sermaye, esas sermayenin paylarının toplamından oluşmaktadır. Limited şirket kuruluşu için gösterilmesi gereken en az sermaye 10.000 TL’dir. Limited şirket içerisinde bulunan her pay, ortakların ortaklık hakkını göstermek için eşit ya da belirli paylara bölünmektedir. Limited şirket içerisinde bölünen paylar 25 ve 25’in katları şeklinde olmalıdır.

Kollektif Şirket Nedir?

Kollektif şirket, ticari faaliyet gerçekleştirmek amacıyla 2 ya da daha fazla gerçek kişinin bir araya gelerek ticaret ünvanı adı altında kurduğu bir şirket türüdür. Kollektif şirketlerdeki öz sermaye, ortakların sağlamış olduğu sermaye üzerinden elde edilir. Tüzel bir kişiliğe sahiptir. Ortaklı bir şirket içerisinde yer alan sorumlulukları, koymuş olduğu sermaye üzerinden ele alınır. Özellikle tüm ortaklar şirket alacakları ve borçları kapsamında, tüm mal varlıklarıyla sorumlu olur.

Komandit Şirket Nedir?

Komandit şirket, iki veya daha çok kimse tarafından, bir ticari işletmeyi müşterek ticaret unvanı altında işletmek amacıyla, bir sözleşmeyle kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir kısmının sorumluluğu sınırlanmamış ve diğer bir kısım ortaklarının sorumluluğu belirli bir miktar ile sınırlanmış olan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir şirket tipidir. Komandit şirketlerin diğer şirketlere göre en farklı özelliği ortakların bir kısmının sorumluluğunun sınırlı, bir kısmının sorumluluğunun da sınırsız olmasıdır. Bu şekilde doğrudan ticaretle uğraşmadan kazanç elde etmek imkânı sağlandığı gibi, ticari yeteneği ve bilgisi olup, yeterli sermayesi olmayan kimseler için de ticaretle uğraşma olanağı elde edilmiş olur.

Kooperatif Şirket Nedir?

Kooperatif şirket, ortaklarının ihtiyaçlarını sağlamak amacıyla kurulan, ülke ekonomisine de katkıda bulunmak ve toplumun kalkınmasına yardım etmek amacıyla ortakların gereksinimine göre mesleki faaliyetler, iş yeri inşası, bina yapımı veya kredi sağlama gibi işlemler için üretim, tüketim, kredi, konut, iş yeri sağlama faaliyetinde bulunan şirkettir. Şirketin asıl amacı ortak ihtiyaçların çözümü için kurulur. Sermayesi para, taşınır eşya, mülk, maddi değeri olan diğer değerler olabilir. Kooperatif ortaklığı süresiz değildir. Kanuni işlemlere uymak koşuluyla her ortak dilediği tarihte şirket ortaklığından çıkma işlemini gerçekleştirebilir.

Kimler Şirket Kurabilir?

Şirketler, bir kişi tarafından kurulmakla birlikte birden fazla kişi tarafından da kurulabilir. Şirket kurmadaki en önemli faktör şirketin hedefi, sermayeleri ve kurulum amacıdır. Bireysel Şirket, Limited Şirketi veya Anonim Şirketi kurulma şartları farklılık göstermektedir.

Limited ve Anonim Şirketi Kurmak İçin Sermaye Şartı Nedir?

Limited şirket en az 10.000 TL sermayeyle kurulabilir. Limited şirketlerin %22’lik vergi dilimi üzerinden vergilendirilmesi söz konusudur. Anonim şirket kurmak için esas sermayesi 50.000 TL’den ve kayıtlı sermaye sistemini benimseyen halka kapalı anonim şirketlerde ise başlangıç sermayesi 100.000 TL’den az olamamaktadır. Ayrıca anonim bir şirketin en fazla 500 hissedarı olabilir. Ancak bu sayı Limited şirkette en fazla 50 olacak şekilde Ticaret Kanunu’nda belirtilmiştir.

Limited Şirketi Tek Kişi Tarafından Kurabilir Mi?

Limited şirket kurucuları için asgari bir sayı öngörülmemiştir. Dolayısıyla tek kişi gerçek veya tüzel tarafından da kurulabilir. Tek ortaklı limited şirketin tek kişi tarafından kurulması halinde, limited şirket müdürleri, şirketin tek ortaklı bir limited şirket olduğunu, tek ortağın adını, vatandaşlığını ve yerleşim yerini tescil ve ilan ettirmek zorundadırlar. Aynı zamanda limited şirket birden fazla kişi tarafından kurulur, ancak sonradan ortak sayısı bire düşer ise, durumun, bu sonucu doğuran işlemin, gerçekleştiği tarihten itibaren yedi gün içinde şirket müdürlerine yazılı olarak bildirilmesi gerekecektir.

Senet Kaybolursa Ne Yapılır?

Kıymetli evrak olan senedin hak sahibinin rızası dışında elinden çıkması, kaybolması, kullanılamaz hale gelmesi, çalınması, yanması, senedin yıpranarak esaslı unsurlarının okunmaz hale gelmesi veya yırtılması durumda kıymetli evrakın zayi olmasıdır. Kıymetli evrakın zilyetliğinin kaybedilmesi veya kullanılmaz hale gelmesi durumunda, senet üzerindeki hak sahibi iptal talebinde bulunabilir. Hak sahibinin rızası dışında elden çıkmasını sağlayan kişinin kim olduğu biliniyorsa ona karşı bir istirdat davasının açılması gerekir ve bu davanın sonucuna göre hilafın çözülmesi gerekmektedir. Hamil, istirdat davası açmazsa kanundaki koşullar gerçekleşmişse senedin iptalini talep edebilir. Kıymetli evrakın ziya olması nedeniyle iptaline mahkeme tarafından karar verilir.

Senet Zayi Davasını Kimler Açabilir?

Senedin zayi olduğu zamanda kıymetli evrakta hak sahibi bulunmalıdır. Zayi olan senedin zilyetliğinin yeniden kazanım olanağının olmaması gerekmektedir. Senet, zıya ya da zayi olma durumlarında senet üzerinde yetkisi veya hakkı olan kişi için adli ticaret mahkemesinde senedin iptali için dava açılır. Her mahkeme olduğu gibi bu tarz mahkemelerde de öncesinden kanıtlanması gerekir. Mahkeme bu kanıtları sunarak dava açması, sonuçlanması açısından önemlidir.

Senet Hangi Durumlarda İptal Olur?

Senetin kaybolması, kullanılamaz hale gelmesi, çalınması, yanması, senedin yıpranarak esaslı unsurlarının okunmaz hale gelmesi durumunda zayi olduğu ve zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Kıymetli evrak mahkeme tarafından iptal edilirse hak sahibi hakkını senetsiz olarak da ileri sürebilir veya yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilir. İptal kararını almış olan hak sahibi, iptal kararına dayanarak, senetteki hakkını bir başkasına devredebilir.

Senet Nasıl Hükümsüz Olur?

Senet üzerinde düzenleme tarihi yazılmamışsa veya düzenleme tarihi yazılıp da bu tarihin senedin tedavüle çıkarıldığı tarihten sonraki bir tarih olduğu anlaşılıyorsa bu durum senedi geçersiz olur. Bu senedin geçerli olabilmesi için, hiçbir yerinde kazıntı, silinti olma durumda senet geçersiz hale gelecektir.

Senetler Ne Kadar Süre Geçerlidir?

Senetlerde hamilinin düzenleyene karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı süresi, vadeden itibaren 3 yıldır. Hamilin kendisinden önce gelen müracaat borçlularına karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı protesto tarihinden itibaren 1 yıldır. Senedi ödeyen müracaat borçlusunun ise kendinden önce gelen müracaat borçlularına karşı ileri sürebileceği talepler yönünden zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren 6 aydır.

Senet Ödenmezse Ne Olur?

Senet zamanında ödenmemiş ise alacaklı kişi, çeşitli yollarla senetleri tahsil yoluna gidebilir. Tabi buradaki en önemli etken de senet üzerinde yazılı olarak belirtilen vadenin gelip gelmemesidir. Eğer senet üzerindeki yazılı tarih, vadesi geçmişse alacaklı kişi borçlu kişiye karşı ihtar çekebilir, banka üzerinden protesto çekebilir veya alacaklı tarafından icra takibi başlatılabilir. Yapılan başvuru sonrasında takip başlatılarak, borçlu kişiye, ödeme emri gönderilerek, ödemenin 10 gün içinde yapılması istenir.

Ödenmeyen Senetler İcraya Nasıl Verilir?

Alacaklının icra takibini başlatarak borçlu kişiye ödeme emri gider. Borçlunun ödeme emrini almasından itibaren, 10 gün ödeme süresi vardır. Bu süre zarfında ödeme yapılmadığı veya 5 gün içerisinde icranın durdurulması konusunda karar alınmadığı   takdirde takip kesinleşir. 

Senet İcraya Verme Süresi Var Mı?

Alacaklı, çeşitli yollarla alacağını tahsil etmek için icraya başvurabilir. Bu süre bitiminde yapılan başvurular sadece ilamsız icra takibi olarak yapılmaktadır. Senetlerin icraya verme süresi dışında zamanaşımı süresi her senede göre zamanaşımı süresi farklılık göstermektedir.

Senet Borcu Ödenmezse Hapis Cezası Verilir Mi?

Hakkında kesinleşmiş icra takibi bulunan borçlu ödeme taahüdünde bulunmadığı takdirde borçtan dolayı hapis cezası verilemez   fakat borçlu borcu belirli tarihte ödemeyi taahhüt etmiş ise ve taahhütname imzalamış ise borcu taahhütnamede yazılı sürelerde ödememesi halinde alacaklı icra ceza mahkemesine borçlunun taahhüdü ihlal nedeni ile başvurmaktadır. İcra Ceza Mahkemesi tarafından taahhüt yasal koşullara uygun alınmış ve borçlu tarafından ihlal edildiği kanaatine varılırsa borçlu taahhüdü ihlal suçundan cezalandırılır.

Ticari Davalarda Arabuluculuk Şart Mı?

Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde düzenlenerek ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucuya başvurmadan dava açılması durumunda dava usulden reddedilecektir. Bu nedenle dava açmadan önce arabuluculuk yoluna başvuru yapılması gerekmektedir. 

Senet Borcu Olan Kişi Ölürse Ne Olur?

Senet borçlusunun vefat etmesi halinde yasal mirasçıları 3 ay içerisinde mirası reddetmesi halinde borçtan sorumlu tutulmayacaktır. Bu süreler içerisinde mirasın reddedilmemesi halinde senet borçlusunun alacaklısı tarafından takip yasal mirasçılara yöneltilebilecektir. Mirasçılar ise tereke borçlarından, ortak ya da şahsi malvarlıkları çerçevesinde müteselsil sorumlu olacaktır. Ancak ölen kişinin senette yazılı olan borcu karşılayacak kadar mal varlığı olmaması halinde varisler, bu borcu ödemek istemezse mal varlığının reddi hakkını kullanarak vefat eden kişinin mirasından yararlanmak istenilmediği mahkemeye bildirilebilmektedir. Mirasçılar, sulh mahkemesinde elde ettiği bu hak ile borç ödemesi yapmayabilir fakat mirasın reddi ile vefat eden kişiye ait yalnızca borçlar değil mal varlıkları da reddedilmiş olacaktır.

Çek Nedir? Ne İşe Yarar?

 Özel olarak hazırlanmış defterlerde, sayfa halinde bulunan, belirlenmiş biçim ve özelliklere sahip olarak tarihi ve zamanı belirlenmiş bir belge ile ödeme şekline çek olarak adlandırılır. Çek, hesap sahibinin bir muhataba yani bankaya karşı düzenlemiş olarak üzerinde yazılı olan tutarın, yine çekin üzerinde ismi yer alan kişiye ödenmesi talimatını içeren kıymetli bir evrak türüdür. Bankaya belirli bir tarihte götürülerek, nakit tutarlara çevrilebilmektedir.

Çek Nasıl Düzenlenir?

Çekler, açıkça  ayırt  edilebilecek  biçimde bastırılır. Hamiline düzenlenecek çekler için sadece bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılır. Hamiline düzenlenecek çeklerde, hamiline çek defteri yapraklarının kullanılması gerekir. Çek yapraklarının üzerinde “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alır. Çek defterinin her bir yaprağında çek hesabının numarası, hesabının bulunduğu banka şubesinin adı, sahibinin gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı, sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası, basıldığı tarih, sahibi gerçek kişi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, tüzel kişilerde ise varsa Merkezi Sicil Kayıt Sistemi numarası, Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması hâlinde, ayrıca düzenleyenin TC kimlik numarası bulunması gereklidir. Çeklerde bulunan keşide yeri ve keşide tarihi öncelikli olarak doldurulup çekin keşide edilmesi, çekin düzenlenerek imza edilmesi ve ödeme emri niteliğindeki bu evrakın muhataba ibraz edilmek üzere verilmesidir. Yer ve tarih kısmının hemen altındaki kısımdaki TL ibaresinin karşısına ödenmesi taahhüt edilen tutarın rakam ile belirtilmesi ve rakamın her iki tarafına da (#) işareti kullanılarak çeke sonradan müdahale olanağını ortadan kaldırmaktadır. Alt kısma da çek tutarı yeniden yazı ile yazılmalı ve aynı şekilde iki baştan da kapatılmalıdır. Çekin alt kısmında bulunan imza sütunu da ıslak imza ile imzalanmalıdır.

Kaç Çeşit Çek Vardır?

Değerli evrak olan çekin kendi içinde çeşitleri bulunmaktadır. Bunlar; seyahat çeki, çizgili çek, mahsup çeki, teyitli çek, garantili çek, banka çeki ve posta çekidir.

Çekin Karşılıksız Çıkması Halinde Ne Yapılır?

Çek tahsil edilmek üzere bankaya götürüldüğünde keşidecinin banka hesabında çek tutarı kadar paranın olmamasına çekin karşılıksız olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise ibraz süresidir. İbraz süresi çekte yer alan düzenlenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. İbraz süreleri hesaplanırken çekte yer alan, çekin düzenlendiği yer ve ödenecek yere bakılır. Çekin karşılıksız çıkması halinde tahsilatını yapabilmek için öncelikle banka tarafından çekin üzerine karşılıksız olduğu yazılmalıdır. Çeke karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra çek alacaklısı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatılmalıdır.

Çek Nasıl Tahsil Edilir?

Vadesi gelen çekin kullanım hakkını elinde bulunduran kişi tarafından çekte yer alan, çekin düzenlendiği yer ve ödenecek   bankaya götürülerek tahsilat talebinde bulunur. Burada önemli nokta, tahsil edilmek istenen şehir ile çekin düzenlendiği şehir aynı ise, bu talebin 10 günlük bir süre içerisinde yapılması gerektiğidir.  Çekin keşide yeri ile ödeme yeri farklı yerlerde ise, ibraz süresi bir aydır. Çekin keşide yeri ile ödeme yeri farklı kıtalardaki ülkelerde olması halinde, ibraz süresi, üç ay olarak belirlenir aksi takdirde çekler kambiyo çeki düzenleyen kişinin hesabında yeterli bakiye bulunması durumunda, banka çek bedelini alacaklıya ödemektedir.

Vadesi Gelen Çek Kaç Gün İçinde Tahsil Edilmelidir?

Alacaklı çek üzerinde yazan meblağ için borcun devredildiği bankaya çek ile müracaat etmelidir. İbraz ettiği çek üzerindeki meblağ düzenlenen yerde ödenecek ise çek üzerindeki ödeme tarihinden itibaren 10 gün, ödeme başka bir yerde yapılacak ise 30 gün içerisinde ibraz edilmelidir.  Çekin keşide yeri ile ödeme yeri farklı kıtalardaki ülkelerde olması halinde, ibraz süresi 90 gündür. İbraz süresi resmî tatil gününe denk gelir ise son gün resmi tatil günü ertesi olarak hesaplanır.

Çek Ve Senet Arasındaki Farklar Nelerdir?

Çek kambiyo senetleri içerisinde yer alan bir kıymetli evraktır. Çek ve bono senedin kıymetli evrak vasfındaki türleridir. Senet genel haciz yolu ile takip ile tahsil edilirken çek ve bono kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılır. 

Bono Nedir, Ne İşe Yarar?

Bono kıymetli evrak türlerinden biri olup belirli bir tarihte ödenmesini içeren senettir. Bono sıkı şekil şartlarına sahiptir. Bono Türk Ticaret Kanunun 776. Maddesinde Bono veya emre yazılı senet;

Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe ’den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,

Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,

Vadeyi,

Ödeme yerini,

Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,

Düzenlenme tarihini ve yerini,

Düzenleyenin imzasını, içerir.

Şeklinde düzenlenmiştir.

Bononun Tahsili Nasıl Yapılır?

Bono vadesi geldiğinde ödenmemesi halinde kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile takip yapılabilmektedir. 

Bononun Geçerlilik Şartı Nelerdir?

Bonoların geçerli olabilmeleri için bazı koşulları yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu koşullar, Türk Ticaret Kanunu’nun 776. Maddesinde Bono veya emre yazılı senet;

a) Senet metninde “bono” veya “emre yazılı senet” kelimesini ve senet Türkçe ‘den başka bir dille yazılmışsa, o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi,

b) Kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini,

c) Vadeyi,

d) Ödeme yerini,

e) Kime veya kimin emrine ödenecek ise onun adını,

f) Düzenlenme tarihini ve yerini,

g) Düzenleyenin imzasını,  

içerir. Şeklinde düzenlenmiştir.

Kambiyo Senetlerine İtiraz Nasıl Yapılır?

Tarafınıza kambiyo senetlerine özgü takip yapılması halinde takipte yer alan kambiyo senedinin kambiyo unsurlarını taşımaması nedeni ile ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde icra hukuk mahkemesine dava açmanız gerekmektedir. Dava açılması tek başına takibi durdurmaz icra hukuk mahkemesi tedbiren icra takibinin durdurulmasına karar vermesi halinde takip dava sonuna kadar durdurulacaktır.

Hangi Ticari Davalarda Arabuluculuk Zorunlu Değil?

Taraflar iradelerinin uyuşmasıyla ihtiyari arabuluculuğa başvurarak ticari uyuşmazlıklarını bu yöntemle çözümleyerek zorunlu arabuluculuğa başvurulma koşulları taşımayan bir ticari uyuşmazlık için arabuluculuk başvurusu yapmayacaklardır. Bu sebeple, mutlak ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava şartı arabuluculuk kapsamına girmeyecek olup iflas hali, konkordato mühleti verilmesi, icra takibi, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir talepleri dava şartı arabuluculuk kapsamında sayılmayacaktır.

Hangi Davalarda Arabuluculuk Zorunlu?

Özel hukuk uyuşmazlıklarından bazı davaları açmadan önce arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Bunlar ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında açılan davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur. Eğer zorunlu hale getirilmiş davalarda arabuluculuk tutanağı gerçekleştirilmeden dava açılırsa ilgili Mahkemelerce dava şartı yokluğundan reddedilmektedir.

Menfi Tespit Davası Ne Demektir?

Borçlunun icra takibi yapılmadan önce veya icra takibi yapıldıktan sonra borçlu olmadığını tespitini sağlamak amacı ile açtığı davaya menfi tespit davası denilmektedir. Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında veya icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat edilmesi için menfi tespit davası açmakla birlikte takibe itiraz süresi kaçırılmış olması halinde menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespiti sağlanabilecektir.

Menfi Tespit Davası Hangi Durumlarda Açılır?

Borçlu icra takibine itiraz süresini kaçırması halinde gene mahkemede menfi tespit davası açmalıdır. Menfi tespit davası borçlu tarafından alacaklıya karşı açılabilen bir davadır. Bir hak veya hukuki ilişkinin var olmasının veya hiç olmadığının tespit edilmesi için başvurulan bir yoldur.

Menfi Tespit Davasında İspat Yükü Kime Aittir?

Menfi tespit davasında ispat yükü davacıya aittir davacı borçlu olmadığının ispatını yapacaktır davalı alacaklı davacının iddiasından başka bir iddia ileri sürmesi halinde ispat yükü davalıya geçecektir.

Borca İtiraz Etmeyen Menfi Tespit Davası Açabilir Mi?

Menfi tespit davasında borçlunun borca itiraz etmemesi veya itiraz süresini kaçırması halinde menfi tespit davası açılabilecektir. Fakat icra takibinden sonra tek başına menfi tespit davası açılması icrayı durdurmayacaktır. icra takibinden önce menfi tespit davası açılması halinde mahkeme teminat mukabilinde icra takibi yapılmaması yönünde tedbir kararı verebilecekken icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası ile borçlunun talebi üzerine mahkemece İİK 72/5 maddesi gereği teminat mukabilinde dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verebilecektir. 

Borç Ödendikten Sonra Menfi Tespit Davası Açılabilir Mi?

Borçlu, borcunu icra dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Borçlu, davalı olan alacaklıya ödeme borcun bir kısmı veya tamamı için  ödeme yapmış ise bu durumda davacı olan borçlu, davalı olan alacaklıya karşı borcun ödenen kısmı için istirdat davası açabilecektir. İstirdat davası borçlu olunmayan bir paranın, alacaklıya cebri icra tehdidi altında ödendiği iddiasıyla 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılan bir tür geri alma davasıdır. Borçlu bu davada alacaklıya haksız yere ödediği paranın kendisine geri verilmesini talep etmektedir. Menfi tespit davasında başta borçlu başta böyle bir borcu ödemek zorunda olmadığını tespit ettirmek isterken, istirdat davasında ödediği parayı geri almak istemektedir.

Menfi Tespit Davasında Neler Talep Edilebilir?

Menfi tespit davasında davacı, para alacağının hiç doğmadığını ya da sonradan sona erdiğini iddia ederek bu durumun tespiti içi talep edebilir menfi tespit ile kötü niyet tazminatı talep edilebilmektedir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında borçlu borcun tamamını icra dairesine yatırarak mallarının satılmasına engel olabilir ve menfi tespit davası açarak ihtiyati tedbir talep edilir. İhtiyati tedbir kararı ile icra dairesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmesine engel olunur.

Menfi Tespit Davası Zamanaşımı Süresi Nedir?

Borçlu, menfi tespit davasını en geç borç ödeninceye kadar geçecek olan süre içinde dava açabilir. Kanunda, menfi tespit davasının açılması bakımından öngörülmüş bir hak düşürücü süre bulunmamaktadır. 

Menfi Tespit Davasında Tanık Dinlenir Mi?

Menfi tespit davalarında miktar itibari ile tanıkla ispat yasağının bulunduğu hallerde karşı tarafın muvafakati ile tanık dinletebilecektir. 

Menfi Tespit Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi takipten önce açılacak davalarda davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Eğer icra takibi açıldıktan sonra Menfi Tespit Davası açılırsa bu durumda borçlu, icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde ya da menfi tespit davası açabilir.  Menfi tespit davasında görevli mahkeme ise uyuşmazlık konusuna göre değişmektedir.