velayetın-degıstırılmesı

Velayet, ana ve babaya çocuklarının bakım, eğitim, korunma ve temsil haklarını ve sorumluluklarını yükleyen hukuki bir kurumdur. Türk Medeni Kanunu’na göre velayet, çocuğun üstün yararı gözetilerek düzenlenir ve esasen çocuğun sağlıklı gelişimini güvence altına almayı amaçlar. Ancak zaman içinde ortaya çıkan yeni durumlar, mevcut velayet düzenlemesinin artık çocuğun menfaatine hizmet etmemesine yol açabilir. Bu gibi hallerde, velayetin değiştirilmesi gündeme gelir.

Velayet kavramı ve hukuki dayanağı

Yasal dayanağını Türk Medeni Kanunu’nun 335 ila 351. maddelerinden alan velayet; ana ile babaya, reşit olmayan çocukları üzerinde tanınmış bir hak ve yükümlülükler bütünüdür. Bu kurum yalnızca ebeveynlere tanınan bir yetki olmayıp, aynı zamanda çocuğun korunması, bakımı ve gelişiminin güvence altına alınmasını amaçlayan, kamu düzenine ilişkin bir müessesedir. Bu nedenle velayet, hem ebeveynler hem de devlet bakımından çocuğun üstün yararının gözetilmesini sağlayan hukuki bir araçtır.

Velayetin kapsamı, yalnızca çocuğun günlük bakım ve gözetiminden ibaret değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 339 ve devamı maddeleri uyarınca, velayet ana ve babaya çocuğun bakım, eğitim, korunma, temsil edilme ve malvarlığına ilişkin kararların alınması konusunda yetki ve sorumluluk yükler. Bu bağlamda:

  • Bakım ve Gözetim Yükümlülüğü: Ana ve baba, çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişimini sağlamakla yükümlüdür. Çocuğun yaşam düzenine ilişkin kararları alırken onun yararını esas almak zorundadırlar.
  • Eğitim Yükümlülüğü: Ebeveynler, çocuklarını maddi olanakları ölçüsünde eğitmek, yetenek ve eğilimlerine uygun genel veya mesleki eğitimi sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca çocuğun dinî eğitimine karar verme hakkı da velayet kapsamındadır.
  • Temsil Yetkisi: Ana ve baba, velayet altında bulunan çocuklarının yasal temsilcisidir. Çocuk adına üçüncü kişilerle yapılacak hukuki işlemlerde ebeveynler bu yetkiyi kullanır.
  • Çocuğun Fiil Ehliyeti Üzerindeki Etkiler: Velâyet altındaki çocuğun fiil ehliyeti, vesayet altındaki kişinin ehliyeti gibidir. Çocuk, borçlarından ana ve babanın çocuk malları üzerindeki haklarına bakılmaksızın
  • kendi malvarlığı ile sorumludur.
  • Çocuğun Korunması: Çocuğun menfaatinin tehlikeye düştüğü, ebeveynin görevini yerine getiremediği veya aile düzeninin çocuğun gelişimini engellediği hallerde, hâkim çocuğun korunması için gerekli önlemleri alabilir. Gerekli görülürse çocuk aileden alınarak başka bir aile yanına ya da kuruma yerleştirilebilir.

Sonuç itibarıyla velayet, yalnızca ebeveynlere tanınmış bir hak değil; aynı zamanda çocuğun üstün yararı doğrultusunda yerine getirilmesi zorunlu olan bir görevdir. Ana ve baba, bu görevlerini yerine getirirken çocuğun kişiliğine saygı göstermek, onun görüşlerini olgunluğu ölçüsünde dikkate almak ve yaşamını düzenleme hakkını gözetmek durumundadır.

Velayetin Değiştirilmesini Gerektiren Sebepler nelerdir?

Türk Medeni Kanunu “Durumun Değişmesi” başlıklı 183. maddesinde; “Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.” hükmüne yer verilmiştir.

Maddede sayılan bu hususlar tahdidi olmadığı gibi her somut olay için de mahkemeyi bağlayıcı özellik taşımaz. Yani belirtilen sebeplerin varlığı velayetin mutlaka değiştirileceği sonucunu doğurmaz.  Kanunun lafzında geçen ‘gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde’ ibaresi sayılan sebeplerin sınırlayıcı olmadığını gösterir.

Velayetin değiştirilmesinde esas önemi olan velayete sahip olan kişinin durumunda çocuğun menfaatini etkileyecek esaslı bir değişim olması ve bu değişimin süreklilik arz etmesi gerektiğidir.

Bu sebepleri tek tek inceleyecek olursak;

A. Anne veya babanın başkasıyla evlenmesi

TMK m.349 gereği, velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi kural olarak velâyetin kaldırılmasını gerektirmez fakat çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebilir veya durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir.

Anne ya da babanın evlenmesi velayetin değişikliği için yeterli değildir. “…Davalı annenin yeniden evlenmiş olması velayetin değiştirilmesi nedeni olmadığı gibi…” ( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/20121 E.  ,  2015/22009 K. Sayılı İlamı)

Açıkça söylemek gerekirse burada hangi hallerin velayetin değiştirilmesi sonucunu doğuracağı kanun koyucu tarafından net olarak sayılmadığından somut olayın özelliklerine göre hangi hallerin zorunluluk oluşturacağı konusunda takdir yetkisi hâkime aittir. Başkasıyla evlenen anne ya da baba velayetten doğan yükümlülüklerini ihmal etmiş olmalıdır.

Yine velayetin değiştirilmesini talep eden tarafın da yeniden evlenmiş yahut evlilik hazırlığı içerisinde olması salt bu nedenle talebinin reddini gerektirmez.

b. Anne veya babanın başka bir yere gitmesi

Velâyet hakkına sahip olan ana veya babanın başka bir yere gitmesi de velâyetin değiştirilmesi sonucunu doğurabilmektedir. Ancak bu durumda da salt yer değişikliği velayetin değiştirilmesi hususunda tek başına yeterli olmayacaktır. Hakim somut olayı değerlendirerek velayete sahip olan anne ya da babanın yer değişikliği yapmasındaki temel nedeni, bu değişikliğin çocuğun hayatı üzerindeki olası etkileri gibi etmenleri değerlendirerek karar verir.

Örneğin velayet hakkına sahip anne ya da babanın geçici ya da zorunlu nedenlerle (tedavi ya da işi gereği vb.) başka yerde bulunması velâyet değişikliğine yol açmayacaktır.

C. Ana veya Babanın Ölmesi

Velâyet hakkına sahip olan ana veya babanın ölmesi halinde velâyet kendiliğinden diğer eşe geçmez. Böyle bir durumda, hâkimin resen veya istem üzerinde velâyetin değiştirilmesi yönünde karar vermesi gerekir. “…Ana ve baba, boşandığına ve boşanma kararıyla velayet kendisine verilen anne daha sonra öldüğüne göre, bu halde velayet kendiliğinden babaya geçmez...” (Yargıtay Yargıtay 2. Hukuk Dairesi         2015/13861 E.  ,  2015/17857 K. Sayılı İlamı)

Anne ya da babanın ölmesi durumunda velayetin mutlaka sağ kalan tarafa da verilmesi gerekmez. Hakim değerlendirmesi sonucunda gerekli gördüğü takdirde çocuğa bir vasi atayabilir.

D. Kişisel İlişki Düzenlemesinin Gereklerini Yerine Getirmeme

Boşanma ya da ayrılık durumunda velayet anne veya babadan birine bırakıldığında, mahkeme TMK m. 182/1 gereği re’sen diğer ebeveyn ile çocuk arasındaki kişisel ilişkiyi düzenler.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir. Velayet kendisine bırakılan ana veya baba, kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerini yerine getirmezse çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayet değiştirilebilir. Bu husus kişisel ilişki kurulmasına dair kararda taraflara ihtar edilir. (TMK m. 324)

E. Diğer Olgular

Yukarıda açıkladığımız gibi velayetin değiştirilmesi konusunda kanun koyucu tarafından ilgili yasa hükmündeki bu sebepler sınırlı olarak sayılmamıştır. Velayetin değiştirilmesine sebep olabilecek diğer olgulara Yargıtay kararlarından hareketle örnekler verilebilse de her somut olay için değerlendirme hakim tarafından yapılacaktır. Bu davada gözetilen esas husus çocuğun menfaatinin ne derece etkilendiğidir. Hakim her somut olayın şartlarına göre değerlendirme yaparak velayetin değiştirilmesi gerektiği yahut gerekmediği konusunda karar verir.

Diğer olgulara misal olarak velâyet kendisinde olan ana veya babanın hapsedilmesi, bitkisel hayata girmesi ile alkol tedavisi için rehabilitasyon merkezine yatırılması gösterilebilir. (BAYGIN, Cem: Soybağı Hukuku, On İki Levha Yayınları, İstanbul 2010, s.373; ÖZER TAŞKIN, s.250; GENÇCAN, Boşanma, s.1270) Bu tür durumlarda velayetin değiştirilebilmesi mümkündür.

velayetin değiştirilmesi davası görevli ve yetkili mahkeme

Velayetin değiştirilmesi davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi bulunmayan yerlerde ise ile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri görevli olacaktır.

Velayetin değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı işidir ve yetkili mahkemenin tespiti konusunda kanunda kesin yetki kuralı bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu davada yetkili mahkeme, davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir (HMK m.6/I). Çekişmesiz yargı işlerinde istemde (talepte) bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkili olduğundan dava, davacının kendi oturduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Ayrıntılı bilgi ve danışmanlık hizmeti almak için bize buradan ulaşabilirsiniz.

ilginizi çekebilecek yazılarımız

Yararlanılan Kaynaklar: AKÇAAL, Mehmet, Velayetin Değiştirilmesi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir