Ticari hayatın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, güven unsurunun korunmasına bağlıdır. Bu güvenin en önemli araçlarından biri, ödeme aracı olarak kullanılan çeklerdir. Çek, gerek bireyler gerekse ticari işletmeler açısından nakit yerine geçen ve piyasada güvenilirliği esas alan bir kıymetli evraktır. Ancak çekin düzenlenmesi sırasında karşılığının bulunmaması, sadece taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisinde değil, aynı zamanda ekonomik düzenin işleyişinde de ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu sebeple Türk hukukunda karşılıksız çek düzenleme fiili, salt özel hukuk ilişkisini aşarak kamu düzenini ilgilendiren bir boyut kazanmış ve belirli hukuki ve cezai yaptırımlara bağlanmıştır. Bu yazımızda, karşılıksız çek düzenleme suçunun hukuki niteliği, yaptırımları ve uygulamadaki yansımaları incelenecektir.
Karşılıksız çek Düzenleme suçu
Çek en basit tabiriyle bankaya hitaben yazılan ve üzerinde yazılı olan bedelin belirli bir tarihte ödenmesini sağlayan kıymetli evraktır. Ancak çek hamili tarafından kanunen geçerli olan ibraz süresinde ibraz edilmesine karşın çeki düzenleyen kişinin hesabında yeterli para bulunmazsa çek “karşılıksız” sayılır. Bir çeke ilişkin olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi karşılıksız çek düzenleme suçunu işlemiş olur.
Suçun yasal dayanağı Çek Kanunu madde 5’tir. Bu maddeye göre “Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur.” Ancak hükmedilecek adli para cezası çekin karşılıksız kalan miktarından fazla olamaz. “Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder.”
Çek hesabı sahibi bir gerçek kişiyse sorumluluk ona ait olacağından suçun faili de o olacaktır.
Çek hesabı sahibi bir tüzel kişiyse yine Çek Kanunu madde 5 gereği ” tüzel kişiliğin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür”
Yani çek hesabı sahibi gerçek kişiyse fail bizzat kendisidir. Çek sahibi tüzel kişiyse tüzel kişi adına çeki düzenleyen yetkili kişi ve sermaye şirketiyse yönetim organı suçun faili olacaktır.
Karşılıksız çek düzenleme suçunun oluşumunda çekin kanuni süresinde ibraz edilmesi, karşılıksız olan çeke banka tarafından karşılıksızdır şerhi işlenmesi ve çek hamili tarafından yine süresi içerisinde şikayet yoluna başvurulması gerekmektedir. Söz konusu şikayet süresi karşılıksız çekin bankaya ibrazından itibaren 3 aydır. Karşılıksız çek düzenleme suçunda şikayet hakkı; çeki tahsil amacıyla bankaya ibraz eden hamil ile “karşılıksızdır ” işlemi yapıldıktan sonra çeki elinde bulunduran ve aynı zamanda “karşılıksızdır” işlemi yapılmadan önceki dönemde geçerli ve meşru ciranta olan kişiye aittir. (Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2018/3072 E. – 2018/5874 K.)
Karşılıksız çek düzenleme suçunda görevli ve yetkili mahkeme, dava ve ceza zamanaşımı
Karşılıksız çek düzenleme suçunda görevli mahkeme icra ceza mahkemeleridir. çekin tahsil için ibraz edildiği bankanın bulunduğu yerde, hesabın bulunduğu bankanın bulunduğu yerde, hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yerinde bulunan icra ceza mahkemesinde dava açılabilecektir. Dava zamanaşımı 8 yıl, ceza zamanaşımı ise 10 yıldır.
Karşılıksız Çek Düzenleme Suçuna ilişkin Hukuki Yaptırımlar
Karşılıksız Çek Düzenleme Suçu işleyen kişilere yönelik birden fazla yaptırım düzenlenmiştir. Söz konusu yaptırımlar adli para cezası, çek hesabı açma ve düzenleme yasağı ile hapis cezasıdır. Buna göre karşılıksız çek düzenleme suçu işleyen fail aleyhinde 1500 güne kadar adli para cezasına hükmedilebilecektir. Mahkeme tarafından adli para cezasının taksitlendirilerek ödenmesini takdir edebilir. Taksitler düzenli olarak ödenmediği takdirde kalan borcun tamamının tahsili ile ödenmeyen kısım bakımından hapis cezasına çevrilme kararı verilebilir.
Karşılıksız çek düzenleme suçunda fail hakkında mahkeme tarafından çek hesabı açma ve düzenleme yasağı kararı da verilebilir.
Bu suçun hukuki yaptırımlarından en ağırı şüphesiz hapis cezasıdır. Fakat faile ilişkin olarak doğrudan hapis cezasına hükmedilemez. Hapis cezası, mahkeme tarafından hükmedilen asli para cezasının ödenmemesi ihtimalinde karşımıza çıkmaktadır. Esasen AYM kararları gereğince de Borç için hapis yasağı ilkesi, “hukukun, bilinen ve bütün uygar memleketlerde kabul edilen prensiplerinden biri” niteliğinde sayılarak vurgulanmış olsa da Çek Kanununda yer alan adli para cezasının ödenmemesi durumunda doğrudan hapis cezası uygulanmasına ilişkin hüküm nedeniyle fail hakkında hapis cezasına hükmedilebilmektedir.
Karşılıksız çek düzenleme suçuna ilişkin olarak faile hapis cezası verilebilir mi?
Yukarıda detaylarıyla açıkladığımız üzere evet, mahkeme hapis cezasına hükmedebilir. Fakat hapis cezasına doğrudan değil, adi para cezasının ödenmemesi durumunda hükmedilebilir. Bunun yasal dayanağı da yine aynı kanun maddesidir.
Çek Kanunu Madde 5/11
“Birinci fıkra uyarınca verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilir.“
Sonuç olarak karşılıksız çek düzenleme suçu kanunkoyucu tarafından hapis cezası dahil birtakım yaptırımlara bağlanmış bir suç olup, işlenmesi durumunda faili bakımından telafisi zor durumlar ortaya çıkabilmektedir.
Ayrıntılı bilgi ve danışmanlık için bize buradan ulaşabilirsiniz.
İlginizi Çekebilecek Diğer Yazılarımız: